Çürük

Çürük

Selamlar. Ahlaksızlar. Adil olmayanlar. Ezikler. Reddedilenler ve iyi insanlar. Bugün size biraz ruhlardan bahsedeceğim. Çürük olanlardan. Artık kendi kendine öyle yozlaşmış ki bu ruhlar. Artık gerçek bir yanımsamaları yok. Gerçek sesleri yok. Ancak bolca boyaları var. Bakalım. Çürümüşün kelime anlamı, mikro organizmalar tarafından çözülmeye mağruz bırakılmış demektir. Büyük, görkemli moleküller, daha basit ve daha az anlamlı parçalar haline getirilir. Çürümüş ruh  ise küçük fikirler, akımlar ve düşünceler ile kemirilmiş bir ruhtur. O görkemli ruh ; o fikirleri ve düşünceleri parçalayıp, anlayıp sindiremediği zaman, o küçük fikirler onu sindirir. Geriye kalan ise nevi şahsına münasır olmayan bir ruhtur. Kopyadır. Ve bu hali inanılmaz kötüdür. Bu yüzden üzerlerini boyalarla kapatır bu ruhlar. Bu boyalar ile sahte fikirler üretirler, ilahi güç ilan ederler, güzellikleri ve yakışıklılıkları ile övünürler. Çirkin ve çürümüştür ruhları. İçlerinde daha fazlası yoktur. Sadece dışlarındaki boya ile kaplı kabukları vardır. Uzaktan bakıldığında birbirlerinin aynı yüzler ve bedenlerdir.  Maskeler takar ve makyaj yaparlar. Korkaktırlar. Eşsiz olmayı anlayamazlar. İnandıklarına, onları kemirenlere benzemeye çalışırlar. Çünkü onlar kabul edilmiştir. Kabul edilmemeyi kaldıramazlar.  Kabul edilmeyen yalnızdır zira. Tektir. Kusurları ile kusursuzdur. Onu ancak arayanlar bulur. Yalnızlık ilahi bir armağandır ona. Yükseklerin yaşadığı ilahi uçurumlar derinde  boğulanlara aittir. Çürümeye devam eder o ruhdan geriye kalanlar zaman geçtikçe. Üzerindeki kabuk bile kırılır. Çıkar içinden o çirkin. Eğer çok yaklaşırsanız örneğin bu ruhlara, o pis kokularını alabilirsiniz. Ölünceye kadar devam eder bu değişim. Ancak tekrar yenilerler anında boyalarıyla yüzlerini ve bedenlerini. Artık güç onlardadır. Denizin üzerindeki gemide, bütün tayfa aynı kişidir. Kaptan bile. Ve siz bu geminin içindeki yolcusunuzdur. Forsa olmak veya tayfadan biri olmak. İkiside sizin elinizdedir. Ancak çok bilinmeyen bir seçenek daha vardır. Gemiden atlamak. Bütün sosyal normları, ahlakı, gerçekliği ve o birlikteliği bırakmak. Denizdeyken yalnızsınızdır. Kimse size doyurmaz. Kimse sesinizi duymaz.  Kimse size bir yuva vermez. Tek başınızasnızdır. Herşeyin bir bedeli vardır dostlarım. Eğer ki doymak istiyorsanız balık avlamalısınız. Eğer ki sesinizi duyurmak istiyorsanız bağırmalısınız. Eğer ki yuva istiyorsanız, bazılarını yıkmalısınız. Ruhunuz bazıları için çok çirkin gözükecek. Çünkü üzerinde hiçbir boya ve maske olmayacak. Alışıldık ve bilindik bir yüz olmayacak. Zira  insanlar korkarlar bilinmezden. Daha önce görmedikleri zifiri karalıktan. En derinlerden ve zirvelerden. Ve. Yeterince büyüdüğünde ruhunuz. Parçalanacak. Küçük kuşlar gibi ayrılacak fikirleriniz ruhunuzdan. Ve aç kargalar gibi didikleyecekler maske ve boyayla kaplı ruhları. Tâki içindeki zayıf ruha ulaşıncaya kadar. Ve ona ulaştıklarında, onu çürütmeye başlayacaklar. Sizin fikrinizi bir ruha hakim kılacaklar. Onu size çevirecekler. Benzemese bile maske ve boya kullanacaklar. Evet. Kaçtığınız şey olacaksınız. Ve bu kaçınılmaz olacak.